Dişeti Hastalıkları
Dişin içinde, mine ve dentin tabakalarının altında yer alan, yumuşak damar-sinir uzantısının (pulpa) iltihaplanmalarını tedavi etmek amacıyla yapılan işlemlere kanal tedavisi denir. Diş kanalları, dişin kuron kısmından başlayıp kök ucuna kadar devam eden çok küçük ve ince tünelciklerdir. Pulpanın yerinden alınması işlemidir. Geçmiş yıllarda, pulpası iltihaplanmış dişlerde tek tedavi şekli diş çekimiydi fakat günümüzde, kanal tedavisi sayesinde diş hekimleri dişleri ağızda tutarak uzun süre hizmet etmesini sağlayabilmektedir.
Dişeti hastalıkları çoğunlukla önlenebilen ve kontrol altına alınabilen hastalıklardır. İyi ağız hijyeninin sağlanması, doğru ve erken tanı ve doğru tedavi ile kolaylıkla tedavi edilebilir. Bu nedenle hem hastanın hem de hekimin tedaviye aktif olarak katılımı gerekir. Tedavide en önemli aşama enfeksiyonun ortadan kaldırılması ve hastanın etkili ve düzenli bir şekilde diş eti, diş ve dişler arası temizliği uygulayarak ağız sağlığını koruyabilmeyi öğrenmesidir. Enfeksiyonun ortadan kaldırılması; hastalığa sebep olan mikrobiyal dental plak, diş taşı ve diş taşının tutundugu kök yüzeyinin hekim tarafından temizlenmesi ve hastanın bu durumu koruması ile mümkündür. Bu işlem “başlangıç tedavisi” adını alır, her tip periodontal hastalığın tedavisinde vazgeçilmez aşamadır ve vakanın durumuna göre 3-4 seansta gerçekleştirilir. Başlangıç tedavisi sırasında kötü ve taşkın dolguların yenilenmesi, çürük dişlerin doldurulması, diş eti kenarı ile uyumu ve şekli doğru olmayan protezlerin düzeltilmesi gibi bakteri tutunmasını kolaylaştırıcı yerel faktörlerin uzaklaştırılması, kanal tedavileri ve varsa ümitsiz dişlerin çekimi gerçekleştirilmelidir. Ayrıca sistemik bir hastalığın varlığında tıbbi konsültasyonlar da bu safhada yapılır. Bu aşamada olası protezler için planlama yapmak da gereklidir.
Diş hastalıkları ve diş sağlığının korunması açısından erken tanı çok önemlidir.
Bu nedenle yılda en az iki kez diş hekimine muayene olunması önerilir.
Diş çürümelerinin önlenmesinde düzenli olarak dişlerin fırçalanması, diş ipi kullanılması, aşırı tatlı ve şekerli yiyeceklerden olabildiğince kaçınma bunlar yendiğinde mutlaka dişlerin fırçalanması, diş hekimi kontrollerine gidilmesi temel uygulamalardır. Diş eti hastalıklarının önlenmesinde de diş fırçalama ve düzenli diş hekimi kontrolleri önemlidir.
Dişlerde gelişim bozuklukları varsa erken dönemde özel diş hekimliği dallarında uzmanlaşmış birimlere başvurularak gerekli tedavi sağlanmalıdır.
Aşırı asitli ve şekerli yiyecekler mikroorganizmaların etkisini artırır. Dişler sert cisimlerle karıştırılmamalı, fındık, ceviz vb. kabuklu yiyecekler dişlerle kırılmamalıdır. Bunlar diş minesinin çatlamasına ve bakterilerin etkisinin artmasına neden olur. Diş minesinin koruyucu etkisi ortadan kalkar.